Hayatın kaynağı yıldızlardan biri olan güneşin aynı zamanda düşmanımız olması ironikdir. Güneş çekirdeğinde hidrojen atomunun helyum atomuna dönüşümü sırasında açığa çıkan nötrinolorun oluşturduğu radyasyon dalgaları dünyamıza gelirken büyük kısmı atmosferimiz (ozon tabakası) tarafından tutulur. UVC nin hepsi atmosfer tarafından emilirken UVB nin bir kısmı ve UVA yeryüze ulaşır. Ozon tabakasındaki incelme ve tıp alanındaki ve yaşam tarzımızdaki gelişmeler ile uzayan ömürler ve buna bağlı daha uzun süreli güneş ışınları ile muhattap olunan bir ömür kanserlerin bir grubunu oluşturan cilt kanserleri ile karşı karşıya kalmamıza sebep olmaktadır.
Peki güneş buna nasıl sebep olmakta? Belli boydaki elektromanyetik dalgaların (ultraviyole ışınlar) DNA zincirindeki baz çiftlerinde meydana getirdiği kırılmalar ve sonrasında oluşan hatalar zinciri kanser dediğimi kontrolsuz hücre çoğalması ile sonuçlanan bir sürece yol açmaktadır. Ultroviyole ışınlar her zaman kansere neden olmasada tüm cilt kanserlerinin oluşumunda rol almaktadır. Cilt kanserlerinde en sık karşılaştıklarımız sırası ile bazal hücreli karsinom, Squamöz (yassı)hücreli karsinom ve Malign Melanom dur. Cilt kanserleri içinde en kötü seyirli olan malign melanomun erken teşhisinin hayati öneminin yüksek olması ve benlerle halk tarafından daha çok karıştırılması sebebi ile özel bir yeri vardır.
Güneş ışınlarından hücre çekirdeğimizdeki DNA yı korumak amaçlı vücudumuz melanin pigmentini kullanmaktadır. Melanin pigmentini üreten melonositlerden kaynaklanan malign melanom ile ilgili çok güzel bir animasyonu sizinle paylaşmak istiyorum: